Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Coşkun, ‘21 Ekim Gazeteciler Bayramı’ nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Mesajında gazeteciliğin önemine vurgu yapan Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Coşkun, habercilerin büyük riskler altında çok zor şartlarda görev yaptıklarını hatırlattı.

HABERCİLER KAMUOYUNUN GÖZÜ, KULAĞI VE SESİDİR

Rektör Coşkun, ‘Günümüz dünyasında önemi azımsanamayacak derecede elzem olan bu mesleğin riskleri de bir o kadar yüksektir. Halkın doğru bilinçlendirilmesinde büyük emeği olan bu mesleğin çalışanları, çok zor şartlar altında görevlerini icra etmeye çalışmakta ve her ne olursa olsun kamuoyunun gözü, kulağı, sesi olma anlayışını kendilerine esas almaktadırlar’ dedi.

GAZETECİLER EKONOMİK ZORLUK YAŞIYOR

Gazetecilerin  aynı zamanda mesleki imkanlar ve ekonomik zorluklarla da uğraşmak zorunda kaldıklarını ifade eden Coşkun, ‘Gazetecilerimizi sadece, kendilerine atfedilen böylesi günlerde hatırlamak yerine çalışma koşullarında ve çalıştıkları sahalarda kendileri lehine iyileştirmeler yapmak veya yapılması için ön ayak olmak yerinde bir davranış olacaktır. 21 Ekim Gazeteciler Bayramı”nı kutlar, vefat edenlere Allah’tan (cc)  rahmet, kalanlara sağlık sıhhat ve mesleklerinde başarılar dilerim’ şeklinde konuştu.

HAMİŞ.

Giresun Üniversitesi'nde acayip işler dönüyormuş.

Koltuk ayağına.

Yeğenler ve akrabalar gibi.

Ama uzak ama yakın.

Hatta.

Düne kadar AKP'ye salvo yapan basit ve sözde kalemşörlerle aile saadeti adına sözleşme yapılıyormuş.

İkili.

Vay anam vay!.

Burdan yakın.

Muh... bir.

Desem sakalım yok ki sözüm dinlensin.

İspiyoncu desem mi acaba?

Ortaya karışık çorba.

Çık mı?

Eee sorgulayalım.

Çift taraflı çalışıyor olabilir mi dünün bukelamunu?

Bilemem.

Ama öyle ama böyle.

Helal olsun..

Kendi hanesine yazan sözde ve sıradan muhabir damara 'ÖZ'den girmiş.

'...TÜRK....' yamalı ve adresli.

Amatör ressama ya konu mankeni olmuş, ya da tuale fırça.

Kobay yani.

Galiba..

Geldi'ler de itmiş.

Ortak hesabına.

Sahi...

Niyeti halis olmayan nereye yakınırmış?

Akibete mi acaba?

Kaçınılmaz sona mı?

Malum.

Nifak ile ittifak bir yerde olmayacağına göre..

Ocak içinden tutuşurmuş.

Lakin.

Helal olsun.

Değil mi ki...

İş bilenin AKP dediğin partiye sövenin dostudur!.

Sakın şaşı ve şaşkın olmayın.

Üzgünüm ama maalesef algıdır.

Tövbeler olsun da...

Denir ki...

AKP'ye en ağır küfür eden makamı ve işi kapar.

Neyse...

Uzatmayalım.

Konuya gelelim.

Biraz numara, çokça yalama, soslu AKP ve ötesi kurgu.

Yedirmiş.

Eski rektörün dünkü noteri iyi kıvırmış.

Alkış.

Gelen ağam giden paşam numarasına.

Yaltaklık ve yalamalık hesaplı.

Sövene madalyon misali.

Ödül niyetine.

İş kapısı açılıyormuş/açılmış.

AKP'de.

Pardon.

GÜ'de..

Kimsenin ekmeğinde gözümüz yok.

Ancak...

İhaneti ve vefasızlığı belgelemek de boynumuzun borcu olsun.

Ya bu oyunu bozacağız ya da yeni bir yol açacağız.

Vesselam.

İsim isim biliyorum.

Durun biraz.

Nefes alın.

Acele etmeyin.

Sırası var.

VE Bİ NOT DAHA

Sevgili dostlar.

Devamı da var.

Üniversitede şimdilerde başka başka öyle şeyler de oluyormuş ki aman Allah'ım.

Akla ziyan.

Ne siz sorun ne ben söyleyeyim.

Düşman başına deniyor.

Elbette.

Konuşacağız.

Esaslıca.

Anlatacağız.

Az müsade.