| ||||||||||
| ||||||||||
MHP’Lİ BAŞKAN ÖZ, FENA YAKALANDI25 Şubat 2017, 23:11 Dursun ONUR TIME ÖZEL ANALİZ HABER- 'MHP’nin anayasa değişikliği ile ilgili bugün ortaya koyduğu tavır, dün savunduklarıyla örtüşmektedir’ savunması yaprak 'HAYIR'cı parti tabanınyla karşı karşıya gelen 'EVET'çi MHP Giresun İl Başkanı Av. Müjdat Öz, resmen baltayı taşa vurdu. Bakın. MHP Giresun İl Başkanı Av. Müjdat Öz, yazılı yaptığı açıklamada özetle: ‘MHP’nin anayasa değişikliği ile ilgili bugün ortaya koyduğu tavır, dün savunduklarıyla örtüşmektedir. Partimize yönelik bilhassa CHP üzerinden yürütülen kampanyanın aksine, MHP’nin bugüne kadar söyledikleri arasında hiçbir tezat yoktur’ demiş. Vallaha mı? Yemin et başkan !... Allah Allah!.. Acaba öyle mi? Şaka mı bu?... Ayıp değil, günah değil. Haliyle. Parti tabanı 'HAYIR'cı ama. MHP'nin 'Evet'çi atama Giresun İl Başkanı Başkan Öz, bilmeyebilir! Anımsamayabilir! Unutmuş olabilir! Öyleyse. Biz... Hafızalarımızı tazeleyelim. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Dün gibi. Sahi... Bugün Başkanlık için ‘evet’ diyerek AKP ile el sıkışan Bahçeli dün ne diyordu! Sayın Öz..... İki örneği lütfen çok dikkatle okuyun. İkisi de MHP lideri Bahçeli’nin 7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde söylediği sözlerin bant çözümüdür. Tarih: 6 Mayıs 2015. Yer: Kastamonu. Bahçeli, seçim öncesinde partisinin Kastamonu mitinginde konuştu: ‘(Erdoğan) diyor ki başkanlık sistemi gelirse Türkiye çok başlılıktan kurtulur. Birden bire sanki sihirli el değmişçesine siyasi rahatlığa, ekonomik refaha kavuşacakmışız. Yalanın bu kadarına da pes doğrusu denir. Erdoğan iyi ve olumlu ne varsa başkanlık sistemine atfetmektedir (bağlamaktadır). Kötü ve sorunlu ne görüyorsa Parlamenter sistemin hanesine yazmaktadır. Başkanlık sistemi sanki yeryüzü cennetinin siyasi ve idari yapılanmasıdır. Parlamenter sistem ise sanki kâbusun diğer ismi, krizin diğer yüzü gibi gösterilmektedir. Bu yorum ve değerlendirmelerin somut belge ve bilgiye dayalı makul ve mantıklı hiçbir yanı yoktur. Erdoğan boş konuşmakta, milletimizin saf ve temiz duygularını siyasi hesaplarına vasıta yapmaktadır (alet etmektedir).’ Dedi. Beyefendi hızını alamadı. Atıp tuttu.
Devamla: ‘Gömlekçi Erdoğan anayasal sistemi gömemeyecektir. Buna en başta aziz Kastamonu izin vermeyecektir. Erdoğan kendi adına paye (rütbe) arayışındadır. Kişisel kariyer kaygısındadır. Başkan olamazsa, (parlamenter) sistemi yıkamazsa sonunun iyi olmayacağını bilmektedir. Başkanlık sistemini Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini garantiye almak maksadıyla istediğini söylemektedir. Bu zihniyeti tek başına 78 milyona dayatmayla tezvirat ve gıybetle (yalan ve dedikodu ile) diktatörlük aşısı yapmaya çalışmaktadır. Seçilmişten diktatör olmaz diyerek cahilliğini göstermektedir. Hitler demokratik yollardan seçilmişti. Fakat milyonlarca insanın hayatına mal olduğu, hâlâ beşeriyetin (insanlık aleminin) hafızalarından çıkaramadığı acıları yaşattığı bir gerçektir. Erdoğan bu sistemle (parlamenter rejimle) yolumuza devam edemeyiz demektedir. Biz Erdoğan'ın nasıl yürüdüğünü ve nereye yürüyeceğini aşağı yukarı biliyoruz ve bu yolun sonunda objektif ve tarafsız hukuk olduğunu, Yüce Divan'ın kendisini beklediğini şimdiden görüyoruz.’ Dedi. Yaaa, vallahi bunları söyledi Bahçeli. Bitmedi. Şimdi başka bir video çözümüne bakalım… Üç gün sonra.. Seçimden hemen önce. Tarih: 9 Mayıs 2015 Yer: Manisa. Bahçeli çoştu: ‘Recep Tayyip Erdoğan aslında Türk tipi değil ‘Tayyip tipi' başkanlık hayalleri kurmaktadır. Bütün yetkilerin kendisinde toplandığı, yargının kendisine bağlandığı, yasama organı olan Meclis'in kendi kontrolüne sokulduğu, denge, denetim ve fren sistemi olmayan tek adam diktatörlüğü, tahtsız ve taçsız Sultanlık peşinde koşmaktadır. Beştepe'nin (Erdoğan'ın) başkanlık sisteminin faziletleri konusunda söylediklerinin tümü yalandır ve aldatmacadır. Türkiye prangalardan kurtulsun ve şaha kalksın, daha hızlı karar alınsın, daha süratli iş yapılsın sözleri, gerçek ve sinsi amaçların üzerini örtmek için piyasaya sürülen yalanlardır. Amaç başkadır, hesap başkadır. Başkanlık federasyon demektir. Bu da Türkiye'yi bölünmeye götürecektir. İmralı canisi (Apo) ile pazarlıklarda, yeni anayasa ile bölünme yolunun açılması amaçlanmaktadır. Başkanlık sistemi bu ihanet sürecinin sonuçlandırılması için istenmektedir.' Dedi. Yetmedi. Suçladı. Yolsuzluklardan dem vurmaya başladı Bahçeli: ‘Beştepe hanedanı ve AKP yönetimi aile boyu rüşvet ve yolsuzluk çamuruna batmıştır. 17-25 Aralık yolsuzluk dosyalarının bir daha açılmamak üzere kapatılması, bu rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk çarkının döndürülebilmesi, Tayyip Erdoğan'ın bütün yetkileri elinde toplayarak diktatörlüğünü ilan etmesine bağlıdır. Yeni anayasa ile başkanlık sistemine geçilmesi bunun için istenmektedir. Recep Tayyip Erdoğan tipi Başkanlık sistemi Türkiye'nin bölünmesinin reçetesidir. Demokrasinin idam fermanıdır. Tek adam diktatörlüğünün beratıdır. Hırsızlık ve yolsuzluk ruhsatıdır.’ Dedi. Hakaretlerin bini bir para. Lakin, dedi. Şimdi.. Sadete gelelim. Dün 'hayır' denilen başkanlık sistemine bugün 'evet' dendiğine göre... Bu sözler akıl almaz çelişkiler değil de nedir başkan? Bu sözler iftira mıydı? Bahçeli, maval mı okuyordu? Masal mı anlatıyordu?
La Fontaine’den. Veya.
Bremen Mızıkacısı’ mıydı? Gıy gıyyyyyyyyyy.... Ne diyorsunuz Bay Öz.... Hala mı... ? Noremin. ‘MHP’nin bugüne kadar söyledikleri arasında hiçbir tezat yoktur’ diyorsunuz? Pardon ama. Külağımıza anlatın. Malum. Arşiv unutmaz. Tarih de. Haliyle. TIME de. Sayın başkan... Kısaca. Aklımızla dalga geçmeyin. Yemezler... Ülkücüler asla. Yurtseverler kata. Milli kahraman Topal Osman Ağa'nın torunları. Demem o ki. Giresunlu YE-MEZ...
Heeee.. ‘Dün dündür bugün bugündür’ diyorsanız. Mesele yok.
‘Evli evine köylü köyüne’... Herkes yoluna. Geçmiş ola. Cümleten. Giresun'ca. Nokta.
Bu haber 2215 defa okunmuştur.
|
Sayaç |
|||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |