Sözcü gazatesi yazarlarından Saygı Öztürk, ilginç bir yazıya imza attı. 1 Şubat tarihli 'Ücretsiz üniversite ve memura rüşvet kapısı' başlıklı yazısının bir bölümünde  Öztürk, Giresun milletvekili Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli'nin uygulamalarını eleşitirdi. Öztürk, Canikli'nin uygulamalarını memura rüşvet vermek olarak değerlendirdi.

'Bunun adı rüşvet değil de nedir' diye soran Öztürk sözkonusu yazısında şunları dile getirdi:

BUNUN  ADI RÜŞVET DEĞİL DE NEDİR?

'Devlet memurlarının çalışma usul ve esaslarının dayanağı Devlet Memurları Kanunu’dur. Devlet memurluğuna giriş, çalışma ve ücret konuları bu kanuna uygun olmak zorundadır. Devlet Memuru çalıştığı kurumlardaki şartlara uymak ve çalışmasının karşılığı olan ücreti yine Devletten almak durumundadır. Bırakın ücreti başkasından hediye bile kabul edemez.
Ancak Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, göreve başlar başlamaz yıllardır yürüyen ve kendi partisinde olan Hayati Yazıcı tarafından uygulamaya konan yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin antrepolarda çalışmalarına son verdi, buralarda memur görevlendirmesi yaptı. Yaptığı uygulama Danıştay’dan dönmesine rağmen kararından vazgeçmedi.
Danıştay’ın kararına sözde uymuş görüntüsü vermek için antrepolarda hem Yetkilendirilmiş gümrük müşaviri hem de gümrük memurunun birlikte çalışmalarını öngördü. Antrepo sahipleri fiili işi olmadan Yetkilendirilmiş gümrük müşavirine para ödemeye devam edecekler, bunun yanı sıra gümrük memurlarının yol ve yemek paralarını da verecekler.
Gümrüklerde yapılan mesai işlerinde, iş sahipleri istedikleri hizmet bedelini gümrük veznesine yatırarak işlerini görmekteydi. Şimdi ise Gümrük aradan çıkıyor, antrepo sahibi, memurun yol ve yemek parasını direkt memura vermesinin yolunu açıyor. Bunun için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız’a da genelge yayımlamak düştü. “Arkadaşlar, yol parası ve yemekler bundan sonra şirketten” deniliyor.
Peki buna rüşvet değil de ne diyeceksiniz?'