Sevgili okuyucularım,
Bakın.
Allah adamı şaşı ve şaşkın etmesin.
Yani.
Basiretsiz.
Ötesi zavallı.
Aminnnn....
Haliyle soracaksınız...
Orda neler oluyor?
Doğrusunu sorun.
AKP'de neler yapılıyor?
Curcuna...
Bin parça.
Böyle sormanız lazım.
Dökelim hele.
Malumunuz..
AKP'de AYDIN vakası yaşanıyor.
Yumurta kapıya dayandı.
Aydın bu.
Eski vekil.
Mister baron.
Kuyumcu.
Sonradan müteahhit.
Eski köfteci.
Dibine ışık vermeyen mum.
Özetleyelim.
Hani derler ya...
Ocağına incir ağacı dikiyor.
Vaziyet bu.
Şimdi...
Yazacaklarım o kadar sahi.
O kadar gerçek.
Mevsimsel değil siyasi iklimsel.
Dinleyin.
Tirebolu da yuhlandı.
Dereli de sallandı.
Görele'ye uğramadı.
Kümbet'te çıktı.
Selfiye sığındı.
Bir tek kartopu oynadığı resimlere yansımadı.
Közde patetes pişirdiği ve havuca su verdiği de bilinmiyor.
Karlı manzara kaldı hatıralarda.
Bir başkadır kış Kümbet'te.
Villanın şömine başında .
Ve dostlar arasında.
Alışkanlık.
Ammaaa....
Halkın adamıymış.
Kadife kadar yumuşakmış.
Kılıç kadar keskin.
Yeme de yanında yat!
İşte 'AYDIN' bu!..
Tirebolu'yu karıştırdı, Dereli'yi gerdi.
Görele'yi es geçti.
AKP'de zenciler olmalı ki kraldan çok kralcı geçiniyor.
Birlik diyor dili, beraberlik diyor ağzı ama şefliği de bırakmıyor.
Milli şef misali kırıp döküyor.
Sığınağı da parti genel merkezi olduğundan topu taca atıyor.
Sanki parti genel merkezi partiyi küçültün, gönül kırın, incitin ve kovun demek istiyor.
Pek anlaşılmadı.
Neymiş neymiş!
Sızıntı varmış.
AKP'ye dışardan üçüncü kolcular sirayet etmeye çalışıyormuş.
CHP'li gibi MHP'li gibi.
Kızmayın.
Öyle ya.
Başkan haklı ve AKP babasının çiftliği nitekim!.
Dahası..
Aile şirketi.
Tapusunu da ister misin partinin?
Ötesi de var.
AKP'yi eski gözağrısı Süleymancı tarikatı sanıyor.
Bu cümleden ibaretle...
Değil mi ki...
El almak, etek öpmek gerek!
İrade değil, biat gerek!
Gel gör ki...
AKP tabanı kabul etmedi.
İp koptu.
Kan zehirlenmesi oldu.
Açayım konuyu.
Neymiş efendim...
Emir büyük yerdenmiş ve kimse liste çıkaramazmış.
Oyun bozanlar MHP ve CHP tandaslıymış.
Adres 30 Mart.
Yani...
Evli evine- köylü köyüne, partili adrese demek isteniyor.
Güzel.
Madem öyle dikkatinizi çekerim.
Biraz nostalji yapalım.
Üstelik anılar çok taze.
Ey HASO efendi.
Tanıştırayım.
İstersen yüzleştireyim.
Söyle bakayım...
Yerel seçimlerde AKP'den belediye meclis üyesi seçilen birisinin kardeşi CHP'nin saflarında aktif görev aldı mı almadı mı?
Aldı.
AKP'nin başkan yardımcılarından birisinin kardeşi Yeniyol'da MHP'nin açtığı seçim bürosunun kurdelesini kesti mi kesmedi mi?
Kesti.
AKP yönetimine aldığın ve kanka dediğin bir kişi aslında MHP üyesi değil miydi?
Bitmedi.
Düne kadar AKP'ye ağzını geleni söyleyen MHP'li eski başkan partinden belediye meclis üyesi seçildi mi seçilmedi mi?
Seçildi.
Daha geriye gideyim mi?
2004 yerel seçimlerinde bir ilçede mahallesinde oy çuvallaması yapan ve CHP'nin arkasında açık ara nal toplayan kişiler ödüllendirildi mi ödüllendirilmedi mi?
Ödüllendirildi.
Biri il başkanı diğeri belediye başkanı yapılmadı mı yapılmadı mı?
Yapıldı.
Son bir örnek vereyim.
Bir ilçede il genel meclis üyeliği için kurulan sandıktan birinci çıkan kişi veto edilerek partiden uzaklaştırılmadı mı?
Uzaklaştırıldı.
Daha sayayım mı HASO emmi!
Sonuç.
Bugün basın toplantısı yapacakmışsın.
Neler söyleyeceğini az- çok tahmin ediyorum.
Köşeye sıkışan kedi ne yaparsa onu yapacaksın.
Az acı- biraz sos, bir tutam bal.
E tabi...
En iyi savunma saldırı taktiği misali.
Bin dereden su getireceksin.
Geç.
Yemiyor artık.
Hazırlıklı gel.
Veya...
Boş laflara karnımız tok.
Ayar ol da gel.
Amin falan olmayalım.
Kop da gel.
Bizi bozmaz.
Dolaysıyla...
Aklını yanına al da gel.
Çünkü..
Aslında burnu kırılan sizsiniz.
Çukura düşen de.
AK Parti sevdalıları değil.
Unutmayın.
Her tilkinin bir de kuyruğu vardır.
Bakın da Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayın.
Kısaca...
Görecek günler var daha.
Acele etmeyin.
Derim...
Gün doğmadan neler doğar...
Sözümüz daha bitmedi.
Bilesiniz.