| ||||||||||
| ||||||||||
BOK KARGALARI SÜRÜYLE, KARTALLAR..22 Ağustos 2014, 01:08 Dursun ONUR Dursun ONUR yazdı Sevgili okuyucularım, Bilin istiyorum. Hayatta hiç kimseye ‘eyvallah’ etmedim. Diz çökmedim, çanak yalamadım. Yalamacı ve yalaka olmadım. Katip asla. Eğriye eğri, doğruya selam durdum. Gün geldi.. Köyün delisi oldum. Vaktidir dedim. Donkişotluk da yaptım. Yel değirmenlerine saldırdım. Nasırlara bastım, arı kovanına çomak soktum. Bir beşliğe fala bakmadım. İki dubleye kendimi satmadım. Ha… İtiraf ediyorum. Yanıldığım da oldu, yanıltıldığım da.. Olur. Pratiktir. Gazetecilikte Vaka-i Hayriye’dendir. Amma. Çoğunlukla ne yanılan ne de yanıltan olduk. Nereden bileceksiniz? Bu kaçıncı oldu ben de hesabı kaçırdım. Ben diyeyim 30 siz deyin 50. Ah ömrüm ah! Adliye koridorlarında geçti. Emniyeti su yolu yaptım. Evimden çok Adliye’ye gittim. Mahkeme salonlarını ikinci adres belledim. Savcı sordu. Ezilmedim. Hakim sordu. Dik durdum. Ne yalan söyleyeyim. Ceza da aldım, beraat da ettim. Bir de not düşeyim. Vaktiyle Talimatlı…… Paralel hakim ve savcılara hiç derdimi anlatamadım. Karar kesindi, gerekçeler yazılmıştı. Masalar da odalar da. Sutre arkasında. Dinlemediler ama yüksek mahkemelerde tuş ettim. Bileklerini büktüm. Evrensel hukuk galip geldi. Hak yerini buldu. Gel de şimdi AK Parti'nin paralel davasına hak verme. Bizzat yaşadım. Kim ne derse desin bu ülkede hala adam gibi adam hukukçular var. Fikri hür, vicdanı hür. Cemaaatin ve güçlülerin değil, Türk Milleti adına karar veren. Hukukun üstünlüğü adına. Bakın nereye geleceğim. Yeni değil. Yazdıklarımdan rahatsız olanlar hukuku sopa yapmaya başladı. Gariptir. Hukuku sopa olarak kullanıp beni susturmaya çalışıyorlar. Filmi canlı yayınlıyorum, adam soluğu savcılıkta alıyor. Parantez açın. Bu kılıksızlarla çok işimiz var. Şimdilik bir yere not edin. Neyse... Polis arıyor: ‘Alooooo’ ‘Ne var yine memur bey?’ Kısa cümle: ‘Bir zahmet Emniyete gelin.Hakkınızda şikayet var. Siper suç’ Savcı resen emir vermiş. Allah aşkına. Hukuk adaletin mi aracııdır yoksa güçlülerin maşası mı? Üstünlerin hukuku hala geçerli mi? Öyleyse 12 Eylül’de niye referanduma gittik teraziciler? Yazdıklarımızı ihbar kabul etmeyenler, Haşhaşi mantığı mı güdüyor? Vur abalıya. Bu nasıl basın ve ifade özgürlüğü? On’u yazma bu’nu yazma şu’na dokunma… Ne yazalım? Fıkra mı anlatalım. Yemek tarifi mi yapalım. Moda işine mi girelim? Gezgin olup ‘buraları görmeden ölmeyin’ programı mı yapalım? En güzel manzara.. Sahilden mi? En güzel çay.. İngiltere’yi geçtim. Pensilvanya’dan mı? En güzel fındık… Aramızdan mı? Odalarda … Sayın’larla. Nasıl yani diyeceksiniz? Aklımdan çıktı sayın. Özete geliyorum Sevgili okuyucularım, Bir değil, iki değil. Üç oldu. Fiziki saldırıya uğruyorum, failler yok. Azmettiriciler buhar. Gün ortasında işyeri kameraları bozuk (!) Niye mi? ?.................. Tehdit telefonları alıyorum, ses yok. Nefes tıssss. Çünkü… Yalnızım. Sahibim yok. Ne var pekiiii? Güçlülerin hukuku (!) var. Hançer var. Brütüs’ler var. Olsun. İyiler düşmansız olmazmış. Evet… Uçurumun kenarında olabiliriz ama kanatlanmasını da biliriz. Yenilmeyeceğinden korkak olmayacak kadar yüreğimiz de var. Göreceksiniz.Tilkiyi kümese nöbetçi yapanlar kazandığını sanıyorsa kaybetmeye mahkumdur. Biz 'BOK' kargası değiliz ki sürüye ihtiyaç duyalım. Kartalız, kartal. Yalnız uçarız... Sözün özeti.. Emniyet yine ifadeye çağırdı. Belli ki yine oyun bozanlık yapmışım. Birilerinin Zülf-i Yar’ına dokunmuşum. Gideceğiz ifadeye. Adaletin önünde boynumuz kıldan ince. Elimiz de temiz yüreğimiz de. Dahası, kalemimiz de. Değil mi ki… Yıldızlar ateş böceği sanılmaktan korkmazlar. Sonuç. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Yeter ya… Bırakın da gazetecilik yapalım. Bizi tazminat, ceza ve hapisle korkutacağınızı sanıyorsunuz? Susar mıyız, siner miyiz, yılar mıyız? Oha.. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. Vallahi de billahi de evet. Tillahi de. Çok kişinin tavuğuna 'kış' dedim. Oyununu deşifre ettim. Lakin birşey yapmadım. Dağa çıkmadım, adam öldürmedim, kimsenin ırzına geçmedim. Çalmadım, çırpmadım. Bu ülkenin evlatlarının üzerine molotof atmadım. Masum insanları halk otobüslerinde yakmadım. Teröristin heykelini dikmedim. Ulu Önder Atatürk'ün büstünü ateşe vermedim. Devletin ve haliyle milletin malına- mülküne zarar vermedim. Ne yaptım ben? Gazeteci refleksiyle- ki kamu görevimiz- gerçekleri yazdım. Yahu fikrimi söyledim, fikrimi... Halkın gerçekleri bilme özgürlüğünü kamuoyu adına kaleme aldım. Suç muydu? Sayın savcı. Değerli hakim. Yaşasın hukuk.
Bu haber 2266 defa okunmuştur.
|
Sayaç |
|||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |