CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş, kadın cinayetlerinin ve intihar vakalarının araştırılması için TBMM'ye Araştırma Önergesi verdi ve bu hayati sorunların önüne geçilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını istedi.

KADIN CİNAYETLERİ VE İNTİHAR VAKALARI ARAŞTIRILMALI

Genel ve yerel sorunları Meclis'e taşıyarak çözüm arayan Gezmiş, geçtiğimiz ay Giresun’da bir okulda çalışan iki kadının, okulda istihdam edilen bir görevli tarafından silahla vurularak öldürülmesine dair verdiği önergede ‘kadın cinayetlerinde kamu görevlilerinin sorumluluğunun’ araştırılmasını istedi.

Gezmiş ayrıca; Giresun’da yaşanan 3 gencin intiharı ile ilgili de araştırılması için önerge verdi.

Gezmiş Araştırma Önergelerinde şu ifadelere yer verdi:

ŞİDDET SADECE ÖZEL ALANDA DEĞİL, KAMUSAL ALANDA DA SİSTEMLİ HALE GELDİ!

'10 Mayıs 2025 tarihinde Giresun Sosyal Bilimler Lisesi'nde gerçekleşen kadın cinayeti kamu vicdanını derinden sarsmıştır. Okulun kantininde yaşanan olayda, lisede istihdam edilen bir şahıs, aynı okulda çalışan iki kadın çalışanı silahla vurarak öldürmüştür. Şahsın cezaevinden tahliye edilmiş ve birçok suçtan sabıkası bulunan biri olduğu yönündeki bilgiler, olayın münferit bir cinnet hali olmaktan öteye; sistemli bir ihmalin ve güvenlik zafiyetinin sonucu olduğunu göstermektedir.

Kadın cinayetleri, Türkiye'de artık istatistik olmaktan çıkmış, bir güvenlik ve insan hakları krizine dönüşmüştür. Her gün ortalama birden fazla kadın, erkek şiddetiyle yaşamını yitirmektedir. Cezasızlık kültürü, etkin denetim mekanizmalarının yokluğu ve özellikle İstanbul Sözleşmesi’nin çıkılması gibi siyasi tercihler, şiddeti önlemenin önündeki en büyük engellerden biri haline gelmiştir. Kamu kurumlarında yaşanan bu tür olaylar ise şiddetin yalnızca özel alanda değil, kamusal alanda da sistemli hale geldiğini ortaya koymaktadır. Bu cinayetin ardından yalnızca adli değil, idari ve siyasi sorumluluğun da masaya yatırılması gerekmektedir.

EKONOMİK KRİZ, UMUTSUZLUK VE ÇARESİZLİK İNTİHARLARA NEDEN OLUYOR!

Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz, artan hayat pahalılığı ve gelir adaletsizliği, toplumun geniş kesimlerini derinden etkilemektedir. Gençlerin işsizlik kaygısı ve ekonomik çıkmazları ise ne yazık ki intihar vakalarında artışa yol açmaktadır.

Adaletin tesis edilemediği, ekonomik güvenliğin sağlanamadığı ve gelecek kaygısının derinleştiği bu ortamda, birçok kişi yaşadığı umutsuzluk nedeniyle intihara sürüklenmektedir. Bu acı tablo, intihar vakalarının yalnızca bireysel değil, toplumsal bir mesele olarak ele alınması gerektiğini göstermektedir. Bu vakalar, ülkemizde işsizlik ve ekonomik darboğazın yarattığı psikolojik ve sosyal baskının intihar vakalarına neden olabilecek seviyede olduğuna işaret etmektedir. İntiharların nedenlerinin araştırılarak buna neden olan ekonomik, sosyal ve psikolojik dış etmenlerin ortadan kaldırılması da bu bağlamda devletin yükümlülüğü ve sorumluluğundadır.’