Yılmaz,'Ekrem İmamoğlu hakkında ortaya çıkan yolsuzluk iddialarına baktığımızda, işin iç yüzü çok daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. İmamoğlu'nu yargıya şikâyet edenler de, belgeleri paylaşanlar da, süreci başlatanlar da bizzat CHP'nin kendi mensuplarıdır. Kendi iç hesaplaşmalarının sorumluluğunu sayın cumhurbaşkanımıza, sayın Devlet Bahçeli'ye ve devletimize yükleme çabaları boşuna gayrettir' dedi.

'CHP'nin, millete hizmet gibi bir derdi hiç olmamıştır. Kendi iç çekişmelerinden kurtulup enerjilerini ülkemizin gelişmesi ve kalkınması yönünde harcamaları gerekirken polemik üretmek kendi tercihleridir' diyen Yılmaz sözlerini şçyle sürdürdü:

Türkiye'yi ileriye taşıyacak çözüm önerileri geliştirmekten uzak duran bu anlayış, sürekli algı operasyonlarıyla milletimizin aklını karıştırmaya çalışmaktadır.

Ekrem İmamoğlu hakkında ortaya çıkan yolsuzluk iddialarına baktığımızda, işin iç yüzü çok daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. İmamoğlu’nu yargıya şikâyet edenler de, belgeleri paylaşanlar da, süreci başlatanlar da bizzat CHP'nin kendi mensuplarıdır. Kendi iç hesaplaşmalarının sorumluluğunu Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Devlet Bahçeli'ye ve devletimize yükleme çabaları boşuna gayrettir.

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun görevden uzaklaştırılması, tutuklanması bir hukuki sürecin sonucudur. Eğer bir telaş ve korkuları yok ise yapılanları doğru bulmuyorlar ise bunun çözümü de hukuk içinde olmalıdır.

Yapılan yürüyüş ve gösterileri Anayasal bir hak olarak kabul ediyoruz. Ancak güvenlik güçlerimize asit ve baltalarla saldırmayı asla kabul etmiyoruz.

Gençleri sokaklara döküp perişan etmenin, kriz ve kaos ortamı yaratmanın, güvenlik güçleriyle karşı karşıya getirmenin, karşıtlık yaratmanın dışında hiçbir yararı yoktur.

Günlerdir zehirli bir dil kullanarak Sayın cumhurbaşkanımıza, rahmetli annesine ve ailesine yönelik küfür ve hakaret içeren sözler sarf etmek sadece provokatörlerin isteyebileceği bir şeydir. Akılla, ahlakla, örf ve adetlerimizle bağdaşı hiçbir yanı yoktur. Kötü söz sahibine aittir.'